Elektrik Ekolojisi!
Hayvanlar koşarken, sürünürken ya da uçarken vücut parçaları çevrelerindeki nesnelere sürtünür. Hayvanların bu şekilde oluşturabileceği yük miktarı da oldukça fazladır. Birden fazla farklı tür, binlerce yükseğe çıkabilen statik yükler biriktirebilir. Bu oluşan miktar, evdeki prizlerinizden çıkan voltajdan bile daha fazladır.
Statik anlamda yüklü nesneler birbirlerini çekip ve itebildikleri gibi aynı zamanda birden farklı türde ekolojik etkileşim bu mekanizmayı kullanır. Gekoların ayaklarındaki statik yükler yere yapışmalarına destek olur ve böylece kolaylıkla duvarda yürüyebilirler. Örümcekler ise statik elektriği çok severler; ağları elektrostatik olarak yüklü uçan böcekleri kendilerine çeker. Arılar ise çiçeklerin etrafındaki elektriği kolaylıkla algılayabilir ve bu bilgiyi hangi çiçeklerin en iyi stoğuna sahip olabileceğini de öğrenmek için kullanırlar.
Doğal anlamda oluşan elektrik, pek çok organizmanın yaşamını direkt olarak etkilediğinden bazı hayvanların da bunu tespit için duyusal sistemler geliştirmiş olması da muhtemel bir durumdur. İşte buna ‘elektrik algılama yeteneği’ diyebiliriz.
Elektrik algılama yeteneği daha yeni yeni keşfedilmeye başlandı. Belki bir av hayvanı yaklaşan avcılarını, avcı üzerindeki statik yükten dolayı direkt olarak algılayabilir. Ya da bir avcı hayvan, avını elektrik yükü ile de takipte kalabilir. Daha da önemli bir konu, insan faaliyetlerinin bu elektrik ekolojisi üstündeki etkisini değerlendirmek olabilir. Birçok kişinin el yapımı elektrik kaynağının büyüklüğü, doğal elektrik kaynaklarından daha da büyüktür. Arıların elektriksel duyularını da kaybettirebiliyor ve aynı zamanda daha bilinmeyen başka yollarla beraber doğal dünyaya müdahale ediyor olabiliriz.
Leave Your Comment Here